Türkiye'nin Tekerlekli Sandalye Curling Milli Takımı'nın parlayan yıldızı Züleyha Bingöl, hem takımın kurucusu hem de Türkiye'de bu alanda ilk kadın sporcu olarak öne çıkıyor. Bingöl, 2009 yılında geçirdiği talihsiz bir kaza sonucu omurilik hasarı alarak tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Ancak bu engel onun hayata tutunma azmini kıramadı. Bingöl, ailesinin de desteğiyle eğitimini tamamlayarak şu anda Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir kütüphane görevlisi olarak çalışıyor.
Curling'e adım atarken düşünerek plan yapmayan Bingöl, Bedensel Engelliler Derneği'nin düzenlediği bir etkinlikte fotoğrafları paylaşılınca, tekerlekli sandalye curling sporuna ilgi duyan kişilerin dikkatini çekti. Ailesinin teşvikiyle bu spora adım atan Bingöl, 2013 yılında ilk kez bir curling salonuna girdi. Orada bulunan yöneticilerin onayıyla bu spora devam etti ve o günden itibaren Türkiye'yi uluslararası arenada başarıyla temsil etmeye başladı.
Bingöl, İsveç curling milli takımı oyuncusu Oskar Eriksson ve tekerlekli sandalye curling Canada milli takım oyuncusu Mark Edison'u hem oyun stratejileri hem de atış teknikleri açısından idol olarak görüyor.
Ülkedeki zorlu koşullara rağmen Bingöl, haftada 3 ila 4 gün antrenman yapabiliyor. Ancak yaşanan deprem felaketleri ve ekonomik krizler, spor dallarını da etkiliyor ve sağlıklı antrenman süreçlerini zorlaştırıyor.
Bingöl'ün en unutulmaz anlarından biri, hiç deneyimi olmadan katıldığı bir turnuvada, İtalya takımına karşı aldıkları beklenmedik bir zaferdi.
Curling, fiziksel olarak zorlayıcı bir spor olmasının yanı sıra stratejiye dayalı olduğu için de keyifli bir deneyim sunuyor. Ancak uzun saatler buz üzerinde geçirilen maçlar ve soğuk hava koşulları sporun zor yanlarını oluşturuyor.
Züleyha Bingöl, milli formayı giymenin ardından artık gözünü paralimpik kış olimpiyatlarına çevirmiş durumda. Engellerin sadece fiziksel olmadığını ve asıl engelin zihinsel olduğunu vurgulayan Bingöl, hayatta her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyor.
Haber:Murathan Öztürk