Nefes Yanıyor Sen Neredesin (Orman Yangınları)

 

Orman yangınları her geçen gün artarak devam ederken, artık sadece doğayı değil, insanlığımızı da sorgulamanın vakti geldi. Ne yazık ki bizler, ne kendi çöpümüze sahip çıkabiliyoruz ne de bize nefes olan ormanlara, denizlere… Etrafa rastgele atılan çöplerle doğayı kirletiyor, ardından küçücük bir kıvılcımla ormanlarımızı, yaşam alanlarımızı küle çeviriyoruz.

Kendimize sormamız gereken ilk şey şu: Neden bu kadar duyarsız olduk? Birkaç saatlik keyif uğruna yapılan pikniklerin ardından doğaya bırakılan atıklar, aslında bizlerin de bu yangınlara dolaylı ortak olduğunu göstermiyor mu?

Zaten vicdanı olmayanlar bu toprakları yakmak, kül etmek için fırsat kollarken; biz onlara, sorumsuzluğumuzla zemin hazırlıyoruz.

Ama mesele yalnızca bu değil.

Zamanında yapılamayan müdahaleler, yetersiz kalan su takviyeleri, hâlâ geliştirilemeyen yangına erken müdahale sistemleri… Yıllardır yaşanan onca felakete rağmen neden hâlâ etkili bir sistemimiz yok? Neden yine geç kalınıyor? İlla başımıza mı gelmesi gerekiyor, geldiği hâlde yine mi geç davranıyoruz?

Bu sadece devletin değil, toplumun tamamının meselesi. Bu bir mal meselesi değil, vicdan meselesidir.

Doğada yaşayan hayvanların yaşam hakkını elinden alan bu vicdansızlık nereye kadar sürecek?

Emekle, alın teriyle işlenen topraklar daha ne kadar sömürülecek?

Yetmedi mi? Yetmez mi?

Ciğerimiz yanarken, küllere doymadık mı hâlâ?

Hatice Y.